11 Kasım 2012 Pazar

11.11'de Rishikesh :)

Hindistan'ım,
Kalbimi yakan kor ateşim.
Bilgeliğine sarılıp
Aşkınla büyümeye geldim...

11.11.2012 Swami Rama Sadhaka Grama Ashram, Rishikesh

30 Ekim 2012 Salı

Rüya mi Gerçek mi?

Bir rüya işte geceyi sabaha bağlarken gördüğüm...
Sadece bir rüya mi?
Değil elbette.
Bu dünyadaki yaşamımdan daha gerçek bile.

Kimisi biraz dramla o rüyadan uyanmak istemiyorum diyebilirdi.
Kimisi de hayattan bıkmış bir şekilde yaşamaya devam edebilirdi.

Bunlar da bir yanılsama olacaktı.

İçime dolan sonsuz ve koşulsuz sevgiyle yaşam amacım rüyamla ve aşkla önüme sunulurken önünde eğildiğim bir rüya gerçeği bu, ne duygusu ne görüntüsü kelimelere anlatılamayacak bir yaşam. Ve öyle gerçek...

O rüyanın gerçekliğini burada yaşama geçirme düşüncesi, bütün olup biten kaosun içinde duygusuzca ve öylece kalmamı sağlarken beni hayata bağlıyor.
Ve tekrar rüyamın içinde O'nunla göz göze geldiğimde bütün hayatın anlamsızlığının bir anda anlam kazanması ve bütün kelimelerin ötesindeki anlaşmamız beliriyor zihnimde...

Rüyama gelip kalbimi koşulsuz ve sınırsız sevgiyle dolduran Güzel Ruh,
Sen de biliyorsun ben de, gerçeğin rüyasını yaşamaya o kadar az bir zaman kaldı işte...
Bütün mesafeler yok olacak aramızda.

Sadece kalbime sabretmesini söylüyorsun, sözünü dinleyeceğim...

Kavuşma değil Bir olacağımız zamanlara...

Aşkla :)

30.10.2012 / Bodrum

Doğa ve ötesi...

Yıl sonra yine doğayla başbaşa, böylesine keyifli bir gün geçirmek...

Tanrı'ya en içten teşekkürlerimle.

Oluşan görüntü bu;
Siyah kalemle çizimlişcesine dağlar,
Gümüş rengi bir deniz
Ve ışıll ışıl bir gökyüzü...

Her şey siyah ve beyazın tılsımında, gece seyir yapıyoruz.

Doğanın heybeti insanı etkilerken yıldızlar insanın başını döndürüyor. Gerçekten bu kadar yıldız nasıl olabilir, başımı ne tarafa çevireceğimi bilemiyorum. Keyifle izliyorum, bir kayan yıldızları bir gümüş denizi.

Ve saatler sonra güneş doğuyor ufuktan. Bu sefer güneş bize biraz gösteriş ve torpil yapıyor ve denizden doğacağım bugün sizin için diyor...
Ne manzara ama;
Öylesine kıpkırmızı ki ve uçsuz bucaksız mavinin içinden bütün tevazusuyla bizi selamlıyor, öyle güzel başlıyor ki gün bütün gecenin yorgunluğunu alıp gidiyor.

Ve güneşin sıcaklığı bedenimi ısıtıyor ve cevapsız kalamadığım yorgunluğuna boyun eğiyorum. Etrafımızı saran sarp dağların arasındaki koyda güverteye kurduğum hamakta uykuya dalıyorum.

Kuş sesleri ile uyanıyorum, öyle neşeliler ki yüzümde tebessüm, ve sonra hahahaha bu nasıl olabilir bilmiyorum ama neşeli afacan bir kuş üstüme konup ötmeye başlıyor... Öyle tatlı ki içim pır pır ediyor onunla.

Cıvıltısı beni sevindirirken üzerimdeki ağırlığı özgürlüğünü hissetmemi sağlıyor ve neşesi içimi sevgiyle kaplıyor...

Yüzümde tebessüm iyi ki varım diyorum evet iyi ki varım. Burada bulunmak ve bu mutluluğu ve sevgiyi yasayabilmek ne büyük bir onur.

Böylesine muhteşem bir dünyayı deneyimlemenin keyfiyle tekrar uykuya dalıyorum...

Aşkla :)

20.10.2012 / Symi

20 Mart 2012 Salı

Mutluluk mu evet icimizde...

12.03.2012 Pasupatinath anisina,

Araliksiz yakilan onlarca ceset, yas tutanlar, evsizler, sadhular, dilenciler, deliler, hucrelerinde olmeyi bekleyen umutsuz hastalar,yaslilar,oyun oynayan cocuklar, issiz gencler, yokluk icinde yasam sartlari yaratmaya calisan anneler.
Evet hepsi gercek...
Kendi kaygilarimiza o kadar gomulmusken bile boyle bir hayat var ve en az bizim yasadigimiz kadar gercek. Biz bilmesek veya gormesek de bir yerlerde yasaniyor.
Ve bas basa veya yuz yuze kaldigim bu yollarda gercekten yasamak ne diye sormadan edemiyorum.
Gercek ne? Yasam ne?
Gordugum dehset goruntuleri akil sinirlarimi zorluyor. İzlemiyorum yasiyorum gorduklerimi. Bu topraklara alistikca bende degisiyorum. hersey daha farkli gozukuyor.Bir turist degilim ya da yabanci degiliz artik birbirimize. İclerimdeyim oylece.
Patan'dan taksiye atlayip bilicsizce geldigim Nepal'de Pashupatinath'dayim. Altindan Shiva tapinagi ile unlu bi yer.
Onunden Varanasi'ye kadar bulanik bir nehir akip gidiyo. Tapinaga girmek yerine nehir kiyisina inmeyi seciyorum. İcimde derin bir huzun beliriyor. Bilmiyorum ama burda acili birseyler oluyor diyor icim, anlayamadigim bi sekilde gozlerim doluyor etraftaki enerjiden.
Koseyi donup kiyiya gelince anliyorum nedenini; yas icindeki aileler, yakilan bedenler. Bitip tukenmeyecekmis gibi bir rituel devam ediyor ve yuzlerce beden yakiliyor bir gunde. Havaya karisan yanik kokulari ve beden parcalarini gormek biraz midemi bulandirsa da aldirmadan dolasiyorum iclerinde. fotograf cekmemi yadirgamiyorlar.kendimi war photographer belgeselindeki James Natchwey gibi hissediyorum.

Devam ediyorum etrafta dolasmaya. Bir bakim evine geliyorum. Yanima yanasan hintli anlatmaya basliyor, Mother Teressa yaptirmis burayi 250 evsiz yasiyor. Gonulluler calisiyor. Nasil bir hayat bu? Bunun adi ne? Acimiyorum sadece anlamaya calisiyorum bu adina dunya dedikleri yerdeki yasami.
Biliyorum ki aciyan ve acinan olma durumu ancak butunsellikten uzaklastiracak insani onun icin yanlarina oturup iletisim kurmak, gozgoze gelmek ve tebessum etmek elimden bisey gelmese de onlarla ani paylasmak anlamli geliyor.

Anlamam zaman aliyor, gordugum ve yasadiklarimdan sonra konusamiyorum bikac gun. Ancak gunler sonra yazabiliyorum.

Evet iste burdayiz dunyada ve hepimizdeki ayni. bedense beden, ruhsa ruh.

Sartlarimizi biz olusturuyorsak ve bi sonraki veya oncekinin gorduklerimizden, yasayacaklarimizin veya yasadiklarimizdan farkinin olmadigini biliyorsak butun herseyiyle ani paylasmak.

Ve taa icimden kalbimden anladigim ise; butun sartlar degisse de insanlarin yasadiklari mutluluk ve sevgi tek degismeyen gercek. Disarda bulunamayacak tek gercek de bu.
Nefes almak gibi, sevmek ve mutlu olmak da degismiyor. Insanin icinde sakli olan hazine ve gercek doyuma ulastiracak da bu.
Kendi icine donup bu mutlulugun kaynagini bulup ne kadar derinden hissedip yasadigin ve paylastigin...Iste butun mesele bu.

Icim(iz)deki sonsuz ve caglayan mutlulugu ve sevgiyi paylasacagim(iz) bir hayat icin dua ediyorum...

Askla...
15.03.2012 Rishikesh,Hindistan

15 Mart 2012 Perşembe

Hindistan yeniden

Iste yine isiklar altinda Delhi gozuktu ucagin penceresinden. Bu sefer hic tedirgin degil icim.
Gunes dogmak uzere. Ozlenen vakit geldi bu biraz da kalbim icin ama Hindistan ogretmisti bana karsima cikardiklari ve cikarmadiklari firsatlarin zamanlariyla ilgili yargilamadan kabul etmeyi.
Onun icin aslinda gec bir kavusma da degil cunku bu sefer ben ben olarak geliyorum.Kendimi katacagim dokundugum seylere. Sonsuz sevgi ile huzurumu paylasacagim.
Delhi 10.03.2012

Dönüs(üm)

İste yine burdayim, huzurlu cimenlerinde ciplak ayak yurudugum, cicek kokularinin aklimi basimdan aldigi, kus civiltilarinin, oynasan kelebeklerin icime nese kattigi ve varligiyla icime sevgi ve huzurun doldugu Swami Veda'nin yaninda Swami Rama'nin evinde. aradan 10 ay gecti.varligini da yoklugunu da hergun en derinden hissettigim tam 10 ay ama simdi...hic ayrilmamisiz...Bir gun dahi...

Burda kalbim oyle huzurla akiyor ki kelimeler bitiyor anlatmaya, biraktim herseyi sadece donusumu seyrediyorum.
Aska pervane olurken kalbim, yeni bir ben doguyor icimden...ve sevgim oyle bi yere variyor ki icimde ne isim kaliyor ne sekil...

Swami Rama Sadhaka Grama Ashram, Rishikesh / 14.03.2012

2 Mart 2012 Cuma

Shiva


Tam tamına bir yıl önce sayısı bilinmez bir doğum günü kutlamasıydı Shiva ile tanıştığımda. yol boyu taşınan sunaklarla gelmiştim doğdu topraklara Rishikesh'e. kim çağırmıştı ve nasıl gelmiştim bilmeden.
O harikulade fiziksel güzelliği bir yana bütün ihtişamıyla milyonlarca insanın kendi içindeki Shiva'ya ibadeti gözlerimi kamaştırmıştı.Shiva, eril ve dişil enerjinin tek bir bedende buluşmasıydı ve dünya üzerindeki tanrıyı temsil ediyordu. ve yogayı bulduğu söyleniyordu. Shiva, Ganjın kıyısında sürüp giden zamansız hayatımda arkadaşım olmuştu. O ta dibine çakıldığım hayatın içinde belki de en samimi arkadaşımdı. utanmadan önünde ağladığım ve güldüğüm.

Hindistan'da başlayan hikaye yine aynı yere dönüyordu işte. Bir yıl içinde baştan aşağı değişen Burcu'yu tekrar tanıştıracağım günü beklerken biliyorum hiç de kolay olmayacak bu yolculuk.

01.03.2012 Bodrum

28 Şubat 2012 Salı

Yolculuk zamanı...

bir hafta, sonra birkaç gün, sonra birkaç saat ve birkaç dakika.
iste hepsi bu.
bu kadar zaman, yollara kalan...

bir yuvadan bir yuvaya kalan zaman.
hepsi sevgiye giden,
hepsi sevgiden giden.

ve işte yeniden Halil Cibran
anlatiyor beni bana:

Evim der ki, "Beni bırakma,
çünkü burada senin geçmişin yaşıyor."
Yolum der ki, "Gel ve beni izle,
çünkü ben senin geleceğinim."
Ve ben hem eve, hem de yola derim ki,
"Benim ne geçmişim,
ne de geleceğim var.
Eger kalırsam,
kalışımda bir ayrılış vardır;
gidersem,
ayrılışımda bir kalış.

Yalnızca sevgi ve ölüm
değiştirebilir her seyi."

Ki oyle...

Kalbim kıpır kıpır,
hadi kalk diyor,
uyanma vaktidir uykulardan.

27.02.2012 Bodrum


15 Şubat 2012 Çarşamba

An

Bir hayalin pesinde kosarken, bir ressamin fircasinda, bir muzisyenin notasinda,bir yazarin kaleminde, bir fotografcinin vizorunde bulmak bir anda gercegi...iste hayat bu; bu kadar ince bir perdeyle ayrilan dus ve gerceklik arasinda yasanan AN...
15.02.2012 Bodrum

9 Şubat 2012 Perşembe

Shakspeare'den...

İyi ol fakat çok iyi olma.
Birazcık huysuz ol fakat çok değil.
İçinden geliyorsa dua et.
Eğer sana rahatlık veriyorsa arada bir küfür de et.
Etrafındakilere mümkün olduğunca dostça davran, müşfik ol.
Eğer bir gün kötü davranmanı gerektirecek bir durum karşısında kalırsan;
bağır, çağır, kır, dök ve unut!
Her zaman ve her yerde eline geçen bütün mutluluğu yakala,
en ufak bir parçanın bile kaçmasına izin verme.
Yaşa, herşeyden önce! yaşa ve sırf tesadüfen bu dünyaya gelmiş olduğun
için, laf olsun diye günlerini geçirme.
Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan;
bütün kalbin, ruhun ve bedeninle sev!

Hayatını o şekilde yaşa ki;
her an kendi elini sıkabilesin

ve her gün faydalı olan,
hiç olmazsa bir şey yap ki;
gecelerin yaklaşırken örtüleri üzerine çekip kendi kendine
"Ben elimden geleni yaptım" diyebilesin.
Düşüncelerin neyse hayatında odur.
Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.


W. SHAKSPEARE

17 Ocak 2012 Salı

Kare kare...

Tek kare fotograf bazen yuzlerce kelimeye bedel olur, bazense sozcuklerin otesini anlatir, soze gelmeyeni.

Yeni cagda fotograflar olmali diyorum kendime. ama bi baska olmali. insanlarin dunyaya baska bi pencereden bakmasini saglayacak, dusuncelerini degistirecek fotograflar...

Raflardaki giderek cogalan, mutlu olmanin yollarini anlatan sayfalarin otesindeki gercegi gosteren,
anlatilamayanin otesini anlatan fotograflar...

17.01.2012 Bodrum





9 Ocak 2012 Pazartesi

DOLUNAY'IM...

BEN KARANLIKLARI DELEN CESUR AY'IM...
BEN BİLGE VENUS'ÜM...
BEN ŞANSLI GÜNEŞ'İM...

9 OCAK 2012...BUGÜN HEPSİ BİR OLUYOR...DOLUNAY VENUS'UN ÜZERİNDEN DOĞUYOR VE BÜTÜNLEŞİYORLAR...

BUNLARI BEN DEĞİL, YILDIZ HARİTAM SÖYLÜYOR :)

HEM ANNEM BENİ DOLUNAY DA DOĞURMUŞ :).

DOLUNAY'IM BEN,

DOLUNAY'IM BENİM :)...

8 Ocak 2012 Pazar

Bugün...

Yine taştı kalbim aşkla, çağlayanlar gibi gürledi içim...bıraktım anlamayı,tevazu ve kabul herşeyi...
...sonsuzdan gelip sonsuza gider aşk...
ve bu aşkla yanan kalbim...
...ne mutlu sana, ne mutlu hayatımda olanlara ve onların güzel kalplerinde eriyen kalbime...

bir gün...
işte o gün bugün :)...